14 yıl geride kaldı bu buluşmalarda. Derler ya dile kolay. Öyle işte…
Ne yazayım ki. Artık her yıl daha da zorlaşıyor bir şeyler yazmak. Şimdilik bir not düşmek adına üç-beş resim ve kelime bırakıyorum buralara. Kim bilir belki bir engin gönüllü vaktimde dökerim içimi.
Pandemi bu sene de vardı. Bu sene maalesef eksiklerle gerçekleşti buluşmalarımız. İlkinde 4 kişiydik. Osman, Mithat, Hüsamettin gelemediler.
İkincisinde ise 6’yı buldu sayımız. Bu kez Ömer katılamadı bize. Ama olsun bunlar kaldı bizlere.
Erdem Beyazıt tam da bu günler için demiş:
Dünyanın en uzun hüznü yağıyor
Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne
Kar yağıyor ve sen gidiyorsun
Ağlar gibi yürüyerek gidiyorsun
Belki bulmağa gidiyorsun kaybettiğimiz
O insan ve tabiat çağını
Dön bana ve dinle
Kuşlar uçuşuyor içimde