2009…
İkinci kez buluşuyoruz. İlki beklediğimizden de güzeldi. Amaca ulaştığımızı gördük. O halde devam…
19 Mayıs bu kez salı gününe geliyor. Pazartesi izin aldık. Şimdi tatil 4 gün.
Bu kez Osman’ın arabayla gidiyoruz. Güzergâh ve kadro aynı. Sabaha yine Sivas. Önce işkembeler içiliyor. Sonra aileleri ziyaret için serbest zaman. Öğleden sonra tekrar buluşup Kirli Ahmet’te köfte ziyafeti. Üstüne Ethem Bey’in Parkı’nda semaverden çay. Akşam son iş olarak ertesi günkü gezi için alışveriş yapılıyor.
Bu kez daha hazırlıklıyız. Hüsamettin ve Mahmut nereye gideceğimizi planlamış durumda. Sabah erkenden yola çıkıyoruz. İstikamet Gürün. Sabah Tohma Kanyonu’nda kahvaltı edeceğiz. Kanyonu geçip etrafı dolaştıktan sonra öğle yemeği için Gökpınar Gölü kenarını mesken edineceğiz.
Yemek hazırlığı tam bir işbirliği içerisinde gerçekleşiyor. Herkes iyi yaptığını düşündüğü, ya da en azından yapmaktan zevk aldığı kısmın ucuna yapışıyor.
Saatlerdir bizimle dolaşan ayranımız sıcaktan içilmez halde. Ama elbette bir doğal çözüm bulunur:
Yemek sonrası Şelale.
Ve Şuğul Vadisi gezisi, ardından dönüş.
Her şey mükemmeldi. Üstüne Ömer akşam bizi “etli etmek” yemeye davet etti. Ömer biliyor bu işi. Hele fırınlanmış biber ve sarımsak… Üstüne bir de odun ateşinde çay.
Dönüşü gündüz yaptık bu kez. Etrafı görelim dedik. Ne de güzel ettik. Belki onlarca kez geçtiğimiz yollar, bu defa çok daha anlamlıydı.
Evdekiler merak ediyor ne yapıyorsunuz oralarda diye. Siz etmiyor musunuz?