Beşinci Buluşma… 2012

Uçak artık vazgeçilmezimiz. Üstelik bileti aylar öncesinden alıyoruz.

19 Mayıs Cumartesi. Cuma sabah uçağı ile gittik Sivas’a. Bu kez Hüsamettin aldı bizi hava alanından.  İşkembemizi içtikten sonra bir kaç saat dinlenmek üzere evlere dağıldık. Sonrası için kararımız Divriği’ye gitmek. Güya Sivaslıyız. İnsanların ta Japonya’dan görmeye geldiği dünyanın sekizinci harikası Divriği Ulucami’yi biz henüz görmedik. Bu utançtan bir an önce kurtulalım.

5 kişi çıktık yola. Öğle olmadan oradaydık. Sözle anlatılmaz. Görmek lazım.  Taşı nakış nakış işlemişler. Mükemmel.

Yemek için oradaki küçük bir köfteciyi tercih ediyoruz. Sonrasında da çay. Dönüş her zamanki gibi az biraz meşakkatli.

İkinci gün yine Google’dan rotasını çizdiğimiz Dumanlı Yayla’sı için yola çıktık. Kurtlapa Beldesi’ne kadar her şey yolundaydı. Ama Kurtlapa’yı geçip dağlara doğru tırmanmaya başlayınca işin rengi değişti. Önce arabamız hararet yaptı. Bu arada, bu dağ yollarından oraya varamayacağımızı öğrendik. Her şeye rağmen bir müddet daha devam ettiğimiz ilkel yol da bitince mecburen geri döndük. Bu kez başka bir yolu denedik. Ancak bir saat kadar sonra ulaştığımız bir köyde bu şekilde yaylaya varmamızın öğleni bulacağını öğrendik. Dahası mazotumuz bitmek üzereydi. Neyse ki köylüler bu gibi durumlar için hazırlıklı idiler. Köylünün birinden bir bidon mazot aldık. Geri dönüp uygun bir yerde kahvaltı ettikten sonra Karaçayır yakınlarındaki bir ormanda günü tamamlamaya karar verdik. Ancak dönüş yolunda kahvaltı için durduğumuz yeri bir kene sürüsünün işgal ettiğini görünce toparlanıp devam ettik. Sonrası planladığımız gibi gitti. Karaçayır’da öğlen yemeği ve rutin faaliyetler.

İtiraf etmeliyim ki, hayal kırıklığı yaşadığımız bir gezi oldu. Hedefimize varamadık. Planı uygulayamamış olmak canımızı sıktı tabi. Ama her şeye rağmen yine de unutulmaz günlerimiz hanesine yazdık.